26 Kasım 2015 Perşembe

HAZIR GIDALARA "HAYIR"

Doruk doğmadan önce, hamileyken başlamıştım "hazır mama, çikolata, şeker vs. yedirmemeye çalışacağım" demeye. Ne gerek var ki hepsini kendimde pek ala evimde hazırlayabilirim diye düşünüyordum hep.
Ne yazık ki bazen kelimelerin tükendiği anlara, ya da şöyle mi demeliyim nutkunuzun tutulduğu, ağzınızın dilinizin bağlandığı anlara denk gelirsiniz ya işte bende Doruk'un doğduğu gün aynen o anı yaşadım. Hemşire oğlumun küçük doğduğunu ve sarılığı nedeniyle iyice beslenmesi gerektiğini ancak emmeyi-emzirmeyi henüz çok iyi bilmediğimizden "MECBUREN" mama vermemiz gerektiğini söyledi. Hayır diyemedim. Ne olursa olsun bu sağlıktı sonuçta bebek açtı ve mama vermezsek sarılığı artabilirdi. Ama hemşire kesinlikle biberonla vermeyeceğini yoksa beni emmeyi reddedebileceğini de söyledi. Başladık bebeği şırınga ile beslemeye. 2 gün hem anne sütü hem mama aldı oğlum. İçim hiç rahat değildi sonuçta sütüm vardı ve okuduklarımdan bildiğim kadarıyla süt bebeğin emmesiyle artacaktı. Eve giderken mama almamızı ve günlük hem anne sütü hem mama ile sarılığı hemen atlatabileceğimizi söyledi hemşire.
Eve geldik ve ben başladım sütümü sağmaya (kullandığım alet tık tık çok memnun kaldım kesinlikle tavsiye ederim.) Hem emziriyordum,hem de yorulduğunda ağzına şırıngayla yavaş yavaş damlatıyordum sütü. Sonuçta kararlıydım bebeğe mama vermeyecektim :) Neyse ki sarılığı bu şekilde çok çabuk atlattık. 
Asıl gelmek istediğim konu şu ki; daha Doruk doğduğunda başlamıştı içim içimi yemeye. Ya ben çocuğuma o içinde ne olduğu belirsiz şeyleri yediremezdim. Ben "Doruk çikolatayla tanışmadı, Doruk bisküvi yemiyor, Doruk'a bisküvisini ben kendim yapıyorum, Doruk tuz ve şekerle tanışmadı henüz" dedikçe sanki marifetmiş gibi büyüklerimizden "ama siz yediniz, ne olacak ki artık yiyebilir, yesin onun da tadına baksın..." laflarını çok fazla duyuyorum. Evet biz yedik, biz onlarla büyüdük ama onlarla büyüdükte ne oldu? Büyüklerim size soruyorum bunu bana demeden önce kendinize sorun bakalım biz yedikte ne kazandık yada inşallah ortaya çıkmaz ama! ileride kim bilir ne hastalıklar çıkacak o sağlıksız, ne olacak ki diyerek yediğimiz abur cuburlardan? 
Ben kerevizle Doruk doğduktan sonra tanıştım, sütlü brokoli çorbası diye çok sağlıklı ve tadı da hiç fena olmayan bir çorba varmış, bir çok sebzeyi güzelce haşlayıp pek ala zeytinyağıyla lezzetlendirerek yiyebilirmişiz, evde her hafta sonu yoğurt mayalanabilirmiş, evimize kesinlikle bulduğumuz-denk geldiğimiz her yerden hemen köy yumurtası almalıymışız...Bu listeyi uzattıkça uzatabilirim ama yazımı daha fazla uzatmayıp şu şekilde bağlayım; sağlıklı beslenme konusunda o kadar çok yazı okudum ki Doruk'a o sağlıksız şeyleri yedirmem imkansız. En azından benim verdiğimi yemekle yetinip kendi tercihlerinin henüz ortaya çıkmadığı o zamana kadar direneceğim. Evet çok zor olacak, insanlarla savaşmam gerekecek biliyorum ama mecburum. "Annelik bu zor zanaat"... 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder